Sanatla ilgili tüm çalışmalar dört genel başlık altında toplanabilir. Bunlar; psikoloji, felsefe, eğitim ve estetik. Başka bir deyişle, sanatın etkileşime girdiği dört alandan biri psikolojidir. Peki, Picasso’nun dediği gibi; sanat, günlük yaşamın bulaşan tozlarını temizlemek için midir? Bence evet. Öfkeyi dışarı atmak için, güven duygusu için, diğerlerine zihnindekileri somut olarak gösterebilmek için ‘sanat’ her zaman iyi bir yol olmuştur. Bir tiyatroda kendinizi bir karakterle özdeşleştirebilirsiniz. Bir şarkı dinleyip daha mutlu ya da daha karamsar olabilirsiniz. Grupla birlikte marş söylerken girdiğiniz o duyguyu hatırlayın. Dans ederken ritme kendinizi kaptırdığınız anı düşünün. Sanatın insan psikolojisi üzerine olan etkisini hemen fark edeceksiniz.
Yapılan arıştırmalara göre yaratıcı etkinliklerle uğraşmak stres seviyesini düşürüyor ve iletişime yardımcı oluyor. Ayrıca, bilişsel gerilimi azaltmaya da yardımcı oluyor. Demans hastaları üzerinde yapılan araştırmaya göre; film, çizim, boyama gibi etkinlikler hastaların anılarını uyarıyor ve böylece hatırlamamaya başlıyorlar. Sanat yoluyla kendini ifade etme davranışı demansa ek olarak, kanser, anksiyete, depresyon gibi hastalıklarda da yardımcı rol oynamaktadır. Araştırmacılar kendini sanat yoluyla idafe edebilme becerisini geliştirmeyi gelişmiş bir hafıza, akıl yürütme ve psikolojik dayanıklılık ile ilişkilendirmiştir.
Müziğin Beyne Etkisi
Müzik ve müzik terapisi hakkında son dönemde elde edilen bilgiler de oldukça şaşırtıcı. Beyindeki sinirsel aktivite müzik yoluyla yatıştırılabiliyor. Bu bilgiyi belki tahmin edebiliriz ama amigdala ve hipokampüse olan etkileri oldukça ilgi çekici. Müzik ile kaygı azalması sağlanabildiği ve kısmen amigdala ve hipotalamus eylemleri yoluyla bağışıklık sistemine de yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Müzik ve müzik terapisinin iyileşme ve zindelik üzerindeki etkilerini inceleyen birkaç klinik çalışmada, müziğin bir rahatlama ve kaygı azaltma biçimi olduğu bulunmuştur.
Sanatın insan üzerindeki etkilerini anlamanın bir yolu da nörogörüntüleme çalışmalarıdır. Sanat eserlerini incelerken ödül ve duygu işleme merkezi olan medial orbitofrontal kortekste (OFC) ve ventromedial prefrontal kortekste daha fazla nöral aktivite görülmüştür. İlgili araştırmalara buradan ulaşabilirsiniz.

Sanat Bilinçdışımızın Yansımasıdır
İnsan duygusal bir varlıktır ve sanat, duyguların dışa vurumu için oldukça iyi bir araçtır. İnsan sanatla ne kadar çok ilgilenirse duygusal olarak kendisini o kadar çok keşfedebilir. Çünkü; bilincimiz dışında olan birçok özelliğimizi öğrenmek için sanat bize ayna tutar. Yazarken, çizerken, boyarken hep daha fazlası bize eşlik eder. ‘Yazmak Neden İyileştirir?’ yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Jackson Pollock şöyle demektedir; “Benim resimlerimin kaynağı bilinçaltıdır. Resimlerimi de tıpkı desenlerim gibi ele alıyorum, yani doğrudan doğruya, peşin çalışmalara başvurmaksızın… Resmi yaparken neyin meydana geldiğini pek fark etmiyor, ne yaptığımı ancak işin sonunda görebiliyorum.” (Yetişken, 1998:67). Çünkü sanat bazen bilinçaltının gözle görülebilir hale getirilme uğraşıdır. Bazen de biliçaltında gizli kalmış veya sözlü olarak ifade edilememiş ifadelerin sanatın diliyle ifade edilmesidir.’
Sanat karmaşık iç dünyamızın ve bilinç dışımızın dışa vurumu olabilir. Çoğu zaman cümlelerimiz eksik kaldığında; resim, müzik, heykel, seramik, tiyatro, dans gibi sanatın farklı formlarıyla ön yargılarımızdan sıyrılarak saklı duygularımızı keşfedebiliriz. Üstelik keşfettiğimiz duygularımızla başa çıkmak için de sanatı terapötik bir araç olarak kullanabiliriz.
Sanatın amacı, bir şeylerin dış görünüşüyle değil, içsel önemini yansıtmaktadır. -Aristotle
İyi oluş halinin tam ortasında, dünya gezegeniyle barış içerisinde, yaşamlarımızı sanata dönüştüreceğimiz yarınlara…
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş, okurken keyif aldım. Sanatın üzerimizdeki etkisi gerçekten inanılmaz. Kelimelerin anlatmaya yetmediği yerlerde sanatın ifade gücünün devreye girmesi, insanların duygusal olarak birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlıyor. İyi ki sanat var! 🙏🏻