Covid Günlerinde Psikoloji

Hepimizin kısa süreli olarak düşündüğü bir dönem olan pandemi, gün geçtikçe uzuyor. Çevremizde gerçekleşen sorunlar belki de x3 hızla artarak devam ediyor. ‘Normal’ kavramını bu kadar özleyeceğimizi kim bilebilirdi ki?

Yorulduk, sıkıldık, çaresiz hissettik. Çünkü insanız. Dahası yok.

Kendimizi suçlu hissediyor olabiliriz, kızgın ya da bunalmış hissedebiliriz. Hakkımız var.

İçerisinden geçtiğimiz zaman dilimde birçok olay yaşandı. Sevdiğimiz insanları göremez olduk, hastalandık, işsiz kaldık, sevdiklerimiz için korktuk ve daha niceleri. Bu şartlar altında mutluluk seviyesinin yüksekte kalması beklenen duygu değildir. Korkmak, üzülmek, kaygılanmak; bu durumlar sonrasında sağlıklı ve istenen duygulardır. İnsanın sosyal bir varlık olması bu süreçte bu duyguları daha yoğun yaşamamıza neden oldu.

Ağır yaşam olayları hayatımızdan geçerken bu kadar hissiz olmaya ne zaman alıştık? Yanlış okumadınız, mutsuz olduğumuzu fark etmemiz gerekli. Covid hissetmeyi elimizden aldı aslında. Hepimizin daha fazla hissetmeye ihtiyacı var. Üzüntümüzle barışmadan mutluluğun kapıları sonuna kadar açılmaz. Sıkılıyorsak, mutsuzsak, bunaldıysak hakkımız var. Bütün duygular bizim. Ancak bilmeliyiz ki, bu duyguları yüksek bir kabul ile kucakladığımızda asıl istediğimiz duygulara yer açılacaktır. Eğer yapamıyorsanız, yapamayan büyük bir çoğunluğun parçası olduğunuzu hatırlayın.

Yoğun stres ve toksik maddelerden kurtulmanın yollarından birinin ‘ağlamak’ olduğunu biliyor musunuz? Soğan ağlamasıyla gelen göz yaşı ve içten gelen bir üzüntü göz yaşı arasındaki farkı bilim insanları da merak etmişler. Buldukları farklar inanılmaz, duygularla gelen göz yaşında birçok toksin madde ve stres hormonu bulunmuş. Sonuçlara göre, ağlamak resmen bir toksik madde atma yöntemi.

Pandemide Çocuk Psikolojisi ve Ağlama Tepkisi

‘Çocuğum ağlıyor, ne yapacağım bilemiyorum.’ Bu düşünceye sahipseniz, bu yazı tam size göre. Çocuklarınızın ve kendinizin göz yaşlarını özgürleştirin. Ağlamasına ve ağlamanıza izin verin. Neden mi? Çünkü; ağlamak, doğanın bize sunduğu bir armağan ve kendimizi rahatlatmanın bir yolu. Kendimizi yormadan duygularımızı yaşadığımız sürece bütün duygular çok değerli.

Çocukları ağladığında bu duruma dayanamayıp fiziksel şiddet uygulayan ebeveyn sayısı oldukça fazla. Yapılan araştırmaya göre fiziksel şiddet uygulayan ebeveynlerin %80’ i çocuğunun ağlamasına dayanamıyor. ‘Çocuğunuza Kulak Verin’ kitabında, bu duruma ebeveynlerin çocukken ağlamasına izin verilmemesini sebep olarak gösteriyor. Psikoloji lisansımdan bir şey öğrendiysem o da çocukluk döneminin ne kadar etkili olduğudur. Çocukluğumuzda ağlamamıza vızırtılı bir radyo muamelesi yapıldıysa, ağlama tepkisine karşı sinirlememiz oldukça mantıklı. Ağlamak doğal ve yararlı bir tepki, doğa bile zaman zaman bu yöntemi kullanıyor. Neden hamile kadınların bu kadar duygusal olduğunu hiç düşündünüz mü?

‘Hamilelik ve emzirme döneminde hamile kadının vücudu, gerginlik ve toksinlerden uzak tutmak için kadını ağlamaya daha yatkın hale getiriyor.’


Çocuklarınız ağladığında üzerinize sinir yüklemesi olmuş gibi hissediyorsanız ağlamanın bir ihtiyaç olduğunu düşünün. Kendinizin ve çocuğunuzun göz yaşlarıyla barışın. Çocuğunuzun ağlaması için alan açın ve ona sımsıkı sarılın. Böylece, hem çocuğunuzla hem de kendi çocukluğunuzla barışabilirsiniz. Peki, üzüntümüzü kabul edip yaşadıktan sonra nasıl daha iyi hissederiz?

Ne demiş Sezen abla;

Ağlamak güzeldir. Süzülürken yaşlar gözünden, sakın utanma!

Ağlamak şu gelip geçici dünyada
Her şeye rağmen var olmak demek
Ağlamak yaşayan binlerce duygu
İnsanca ve coşkulu güzel bir şeydir

Ağlamak şu gelip geçici dünyada
Her şeye rağmen var olmak demek

Öneri Kitap: Çocuğunuza Kulak Verin – Aletha J.Solter

Pandemide Nasıl Daha İyi Hissederiz?

  • Herkesin kendine göre iyi oluş hali için plan oluşturması gereklidir.  Görüntülü konuşma yüz yüze konuşmaya en yakın yöntemlerdendir. Arkadaşlarınızı görüntülü arayarak sohbet edin. Sosyalleşmeyi ihmal etmeyin. Küçük gibi görünen etkili bir adımdır.
  • Hareket edin! Açık havada yürüyüş iyi bir seçenektir.
  • Keyif aldığınız aktiviteleri liste yapın ve o aktivitelere farklılıklar katın. Örneğin; resim yapmayı seviyorsanız, bir de açık havada boyalarla çalışmayı deneyin.
  • Duygularınızı yazın, duygulanızı önemsizleştirmeyin. Onlar size hizmet ediyor. Duygularınız kalpten gelmez, beyninizin sizinle konuşma şeklidir. Düşüncelerinizin yansımaları olabilirler onları fark edin ama esiri olmayın. Bunun ne kadar zor olduğunun farkındayım. Terapi, size yardımcı olabilir. Yazmak da size yardımcı olabilir.
  • Ertelediğiniz ve yapmak istediğiniz ne var? Şimdi yapabileceğiniz ortam var mı? Cevabınız evet ise, evde kaldığımız süre sizin için fırsat olabilir. Değerlendirin.
  • Dikkat sürelerinin azaldığını biliyorum. Odaklanacağınız bir iş bulmak zihinsel egzersiz yerine geçerek dikkat sürenizi uzatabilir.
  • Düzenli uyku ve dengeli beslenmeyi hayatınıza dahil edin.

                           

Yazar Hakkında Tüm Paylaşımlarını Gör Yazarın Websitesi

Kübra Avcı

Bir Cevap Yazın

Yeni yazılardan haberdar olun: